Cumartesi, Eylül 15, 2007

Sözler...

Uzun olmuş mu yazmayalı? Yoksa düzenli aralıklarla yazıyor muyum... Bilmiyorum doğrusu, yazıyı gönderdiğimde tarihlerinden bakacağım, karşılaştıracağım... Bundan sonra fazla aralık vermemeyi düşünüyorum... Neden mi? ''... duygularınızı kağıda dökmek sizin daha sakin ve huzurlu hayat sürmenize yardımcı olabilir. Kariyeriniz, aileniz, ev hayvanlarınız veya geleceğe dair hayalleriniz…Ne hakkında olursa olsun yazı yazmayı deneyin.'' diyor bir sitede... Hangisi mi? Gidip göreceksiniz link'ten :). [13 Eylül Tarih'li Günün Önerisi Başlığı... Sayfa hergün değişiyor galiba... Kalıcı linkini blamadım ne yazık ki :).] Zaten yazı yazıyordum ama böyle bir destekleyici yazı görmek iyi oluyor...

Aynı sitede ayrıca uyku düzeni ve piskolojik durumun ilişkisiyle ilgili birkaç bilgi de veriyor... Şu anda uzuun uzun uyuyorum... Ne rüya görüyorum, ne de uykudan keyifle uyanıyorum... Sürekli uyuymayı tercih ediyorum. Sitede de dediği gibi ''Uykularınız düzenliyse genellikle ruh sağlığınız da yerinde demektir. Aşırı uyku ya da uykusuzluk, ruhunuzun derinliklerinde bir sorun olduğunun göstergesidir. Rüyalar ise geleceğinizle değil, geçmişinizin derinlikleriyle ilgilidir.''. Her ne kadar De Ja Vu'lara gerekçe olarak gördüğüm rüyaları düşündüğümden bu geleceğinle değil dediğine inanmasamda...[Aslında bi De Ja Vu'ların listesi ve nedeniyle ilgili bir beyin fırtınası yazısı yazmam lazım ama bazı bilgilerde isim vermesem bile üzülüp, üzeceğimden daha olgun bir zamana daha uygun bir ''konspetle''[:D] diyerekten sonraya bırakmayı tercih ediyorum. Not: Bir ara Bambi'de konsept yazısı da yazmam gerekiyor galiba :D ne dersin paşa?]

Bu aralar neler ettim neler yaptım yazı dizime başlamadan önce başlığa bakıp ne yazmak için burada olduğumu hatırlamakta yarar var. Başlıkta da hisedildiği gibi bu aralar bazı sözlere takıldım... Bazı edebiyat sitelerinde vs. gezdim birkaç şarkı sözü, deyim vs. sonrasında... Sonra orada bazı deyimlere takılıp kendimce yorumlar getirdim... Orjinallerini hatırlayamıyorum ama hala aklımda kalan 2 tane var...

  • Geçmiş geleceğe ''yenilmek'' zorunda... Acısı, tatlısıyla bir his bırakmak kaydıyla!
  • Artık devir değişmiş; şimdi kazığına sağlam ''eşşek'' bağlama devri herhalde...
  • Herşeye sahip olmak isteyen elindekini de kaybediyor... [Bu aslına sadık...]
  • Önemli olan ne dediği değil, ne demek istediğidir. (İçerideki Adam-The Inside Man, Yön: Spike Lee.) [Bir başka Blog'dan seçmeler arasından]

Ayrıca 13 Eylül tarihi itibariyle Belkıs Özener'in Yeşilçam şarkılarını edinmiş bulunuyorum... Şarkılar ''aslına sadık'' şekilde hatta bazı yerlerde üstteki yazılardan birini alıntı yapmama fırsat verecek kadar replikleriyle birlikte sunulmuş durumda... Bu üstteki sözler gibi, bu şarkılarda şu anda kendimi iyi hissetmeme yardımcı oluyor...

Tabii ki bir de o kadar 13 Eylül dedik ya, bir doğum gününü daha atlattık... Normal zamanlarda hiç umursamayan insanların sanki çok birşey yapmış gibi D.G.K. harfleriyle kısaltılacak biçimde samimiyetsiz sözlerini az miktarda alıp atlattık... Fakat, ne yazık ki, bazıları o kadar şuursuz ki işi düşünce olayın üstünden gün geçtikten sonra dahi hatırlatıp bir isteğim vardı yardım eder misin diyorlardı...

Bu aralarşunu not etmekte gerekiyor diye düşünüyorum. Sakin'den Denek Hayatım'ı dinlemekten keyif alıyorum... ''... bu tren devrilir, bağırır bu raylar o sahte, o kart düzene! ...''diyorlar şarkılarında...

Şarkı bana şu anda 275km hıza çıktığı söylenen hızlı tren fikrinin daha önce gösteriş için onlarca insanın hayatına kast etmesine neden? dedirtiyor... Varlığının sebebi de aynı şey... Ankara İstanbul Hızlı Tren seferi ve meydana gelen kaza...

Tunç

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yayın Başlığı: Herkese Duyurun :P

Başlık yazıyla çok alakalı değil, Blogger'ın Başlık açıklama yazısıyla biraz laf ebeliği... Gelelim konuya; Bir video ve düşündürdükler...