Cuma, Ocak 26, 2007

Ne Yapsam?

Uzuuun stres yüklü bir dönem geride kaldı. Artık biraz gezmek; zihnimi boşaltmak, belirsizliklerin verdiği keyifsizliği üzerimden atmak istiyorum. Ancak notların açıklanmaması, bazı planlarımın suya düşmesi ve diğer sebepler buna olanak vermiyor. Evet belirsizliklerin çözülmesini çok istiyorum, artık ne olucak diye düşünüp kendimi bitirmek, yorulmak istemiyorum. Eve geldiğimde yastığa yüzümü koyduğumda zorlamayla da olsa gülümsemek istiyorum. Sesimi kimse duymasın diye yüzümü yastığa gömmek hiç keyifli olmuyor!

Evet rahatlamak için biraz gezmek istiyorum, ama gezmelere çıkamaz oldum. Hatta gecenin bir vakti hatırı sayılır arkadaşlarımı çağırıp, kısa sürede onları ekmeyi düşünür oldum. Örneğin, ''Benim çok üzerime geliyorsun.
Rahat bırak bir ay'' diyenler beni rahat bırakmıyor, tamamiyle sağlığımı zorlar şekilde kafamı bulandırıyor. Ne yapsam bilmiyorum...

Ben burada neredeyim, nerede olmalıyım bilmiyorum. Belirsizlikler en çok rahatsız olduğum şey iken en çok değer verdiklerim beni belirsizliğe yöneltiyor. Akşam eve gidince yastığa yüzümü gömüp kimseye sesimi duyurmamam gerek dememe neden oluyor... Aslında sabaha kadar bisiklete binmem zihnimi boşaltacak iken bunu bile yapamayacak rahatsızlık halimde yastığa yüzümü gömmek en güzel çözüm oldu.

Yok artık eskisi gibi olamayacağım. Bu belirsizlikleri aceleci davranıp yanlış yorumlamamam gerek diyordum ama artık başka türlü de yorumlamama imkan kalmıyor... Arkadaşlarımla geziyorum, içiyorum sefam olsun demekle ne yapmak istediğini çözemesem de ben bundan tek bir sonuç çıkarıyorum. ''Ben sana defol diyemiyorum, bari sen benden nefret et rahatlayayım...''

Daha önce de dediğim gibi ne yapsam bilmiyorum. Ünlü'nün bu isimde bir şarkısı vardı, onu dinledim ve çok güzel bir alıntı buldum... Gündüz zaten senin için yoktum, biliyorum...Madem çok istiyorsun bundan sonra gece de olmayacağım. Fazla yorulmana gerek kalmadan; gidiyorum gündüz, gece...

Tunç
['' ? '', yol vermedin, ben neyleyim?]

Pazar, Ocak 21, 2007

Kadim Dostum!

Ne dedin bana kardeşim? Bu kadar ani bu kadar sert konuşulur mu? Böyle bir söz hoppadanak söylenir mi? :(... İçinde bulunduğum durum ortada bitirme sunumumu dahi düzenleyemediğim şu şu zamanda bana net bir yorum yaptın. Tamam bana yorum yapınca tripte atıyordum, üzülüyordum ama susmana gerek değildi... Susunca konuş yapma böyle dedim ama böyle de değil... Şaka bir yana aklımı açtın beni biraz haksız da değil dedirttirdin. Teşekkür ederim bunun için.

Peki ne demiş ki bu dost? '' İşte sorun burada! Sen yaşamayı bıraktın, düşünüyorsun artık, düşünerek yaşıyorsun...''. Yeniden hayata dönmem gerek... Bunun için fırsatlarımı bilmem ve kullanmam gerek... Bu öğüdü iyi kullanmam ve aklıma geleni başıma gelir yapmam ya da başımdakini aklıma sokmam gerek... Hatta bitirmemle okulla vs ilgili işlerimi de yapmam gerek... İçinde bulunduğum ikilemleri daha fazla düşünmeden çözmem gerek...

Bu sözün beni neden bu kadar etkilediği malum... Gerçekte değil, düşümde bile hep aynı sorguları yapıyorum kendi kendime; bu olur mu, böyle olur mu, olmaz mı nasıl olur vs. olması için kimseden kesin, açık, kararlı olmasını beklemiyorum. Bugün kadim dostumdan açık olmasını beklediğimde bunu duydum daha ne bekliyim...


Neyse işte... bu seferlik bu kadar sadece çok uzun süre ara verdiğim için birşeyleri de not edeyim dedim...
Tunç

Cumartesi, Ocak 13, 2007

Bir MSN hadisesi...

Merhabalar,

Bugün Burak'la yaptığımız EŞSİZ! sohbeti aynen aktarıyorum...

Buyur keyifle oku...



Tunç (17:18):
hobbaa
Tunç (17:18):
tey tey
Tunç (17:18):
burak?
HBG (17:18):
selam tunç
Tunç (17:18):
sen misin?
Tunç (17:18):
:)
Tunç (17:18):
tey1!
Tunç (17:19):
nasılsın abi haberin geliyor, foton geliyor... bi de senden dinleyelim...

HBG has signed out!






İşte bu kadar. nasıl keyif verici değil mi? Burak'ın bana yaptıgı bu hareketi not etmemek olmaz dı, değil mi? :D

Tunç

Perşembe, Ocak 11, 2007

Uyuyorum...

Kafam çok karıştı yine... Aklıma garip garip cümleler geldi. Bana keyif vermeselerde ilerde hatırlamak isteyebileceğim için hemen buraya düşeyim dedim...

Uyuyorum diyince hep merakla soruyorum kendime; uyuyor muyum bildiğimiz anlamda? Yoksa ayakta mı uyuyorum? Kendimi uyanık sandığım anlarda düşte, düşte sandığım anlarda uyanık mıyım?

Uyku düzenimin bozulduğu şu zamanlarda aslında bu soruları sormam çok normal, ancak bir insanın ne zaman uyuyup ne zaman uyanık olduğunun bilincine varamayacak şekilde aptallaşmasının bir nedeni olmalı diye düşünüyorum. Hatta sadece !bir' nedeni olmalı...

Uyanık olduğumu sandığımda herşey güzel gözüküyor aslında, ama hep sonu kötü bitiyor. Uyuduğumu sandığımda ise hep kötü... Kabus diyebileceğim şeyler, acı veren görüntüler sürekli zihnimde dolaşıyor... Evet, belki de uyanık olduğumu düşündüğüm anlardan uyuduğumu düşündüğüm anlara bu yüzden geçmekte zorlanıyorum.

Fark edebildiğiniz gibi uyanık olduğumda biraz umut varken uyuduğum zamanlarda umut hiç yok. Acaba diyorum bir yanlışlık mı var? Ben bunları ters algılamış olmayayım? Genelde rüyalarda umut yüklü olmaz mı? Benim en umutlu halim o kadar karamsar mı?

Ben çözemiyorum bu durumu; kendimi akıllı sanırdım ama zerre kadar da yokmuş gördüğüm kadarıyla... Boşa imalar, boşa anlamlar yükleyip zaman zaman kendimi hoş hissediyorum. Ama yine bir gerçeğe takılıp yine bomboş hissediyorum. Hayat dediğim şey sürekli hoş,boşluklarda geçiyor.

Herşey uyanık olduğum veya olmadığım zamanların çözümünde yatıyor ve bundan sonra bunların hangisinin doğru olduğuna ben bile kendimi inandıramam biliyorum.

Yok daha devam etmeyeyim. Bi ağlamadığım kaldı :). Zaman bunun da ilacıdır, değil mi? Değil mi ? :O

Tunç

Salı, Ocak 02, 2007

Kadim Fotolar :)

http://rapidshare.com/files/9933001/Fotolar_23.12.2006.rar

Kadimler 23.12.2006 Fotoları. 1 ay içinde rapid siler ona göre!

http://rapidshare.com/files/9946970/Fotolar_31.12.2006.rar
Kadimler 31.12.2006 Fotoları. 1 ay içinde bu da silinir ona göre...

Rapid kendi yapıyor benim bi suçum yok :D

Hayrını görün :)

Tunç

Pazartesi, Ocak 01, 2007

Tomatez Çorbazı

Değerli bir arkadaşımın çorba tarifini buraya kaydediyorum... Hayırlı uğurlu olsun :). 4 Kase'ye göre ayarlanmış bir tarif, buna göre hesaplamaları denetleyebilirsiniz :). Kolay gelsin.

İlk başta unla yağı azcık kavuracaksın. Un 2 kaşık, yağ ise 3-4 kaşık, elbette sıvı yağ. Bunlar yakmadan iyice karıştırılarak kavruluyor. Daha sonra içine 1 kutu, küçük kutulardan, domates püresini ezerek ve yavaş yavaş soğuk su ilave ederek iyice karıştır. İçinde pütür vs kalmadıgına emin olmak gerekiyor bunu unutma!

[Kutu püre yerine domates rendelenip bunun cekirdeklerinin süzülmesi ve iyice ezilmesi de uygulanabilir. Daha doğal olması bakımından akla yatkın geliyor... Ama kıvam ayarlamada sorunlar olabilir.]

Bundan sonra 2 ya da 3 bardak su soğuk su ilave edilecek. Kaynayana kadar karıştırılacak ancak çok koyu olmasın diye kıvamı denetlenip biraz daha su koyma alternatifi göz önünde bulundurulacak... TV'deki Knorr reklamlarına kanmayıp doğalını yapmak için gerekeni bu :).

Tuzunu baharatını limonunu vs keyife göre ayarlayıp servis sırasında rende kaşar üzerine serpilip sofraya sunulacak... Afiyetle yenilecek :)

Tunç

Yayın Başlığı: Herkese Duyurun :P

Başlık yazıyla çok alakalı değil, Blogger'ın Başlık açıklama yazısıyla biraz laf ebeliği... Gelelim konuya; Bir video ve düşündürdükler...