Cumartesi, Aralık 02, 2006

Bisiklet yeniden...

Bisiklet ile ilgili yazılarıma tekrar başlamam çok ilginç olabilir. Bu durum birkaç haftadır etkisinde olduğum baskın şekildeki zihinsel isteklerden fiziksel isteklere geri geçişin bir göstergesi olsa gerek...
[Ya da bir vefa örneği olarak sıkıntılarımda bana arkadaşlık eden, beni pedal çevirmekten başka uğraştırmayan ve tüm sıkıntımı alana, bisikletime bir teşekkür olabilir. Yazı üstteki düşünceye göre devam edecektir. Bu içinde bulunduğum aptallığın iyi ve hep düşünülen tarafı olduğundan düşünülmeyen taraftan bakmayı tercih ediyorum.]

İş yapmadığım, hiç yorulmadığım zamanlarda halsizlik hissettiğim bir dönemin etkisinden kurtulmak için sanırım bu en iyisi...

---
Bisiklet ile gezintimden bahsetmek gerekirse; yaklaşık 32km yol, yine yaklaşık 1.30 saatte ve yine yine yaklaşık 20km ortalama hız ile geçmiş gitmiş... Sahilde serin ama güneşli, cumartesi olduğu halde temiz yani mangalcı dumanı olmayan bir günde özlediğim bir zevk vardı. Bisiklete binerken düşündüğüm gibi: ''acı çekmekten zevk* alır olduğum şu günlerde ilaç gibi geldi!''. 3 haftadır bisiklete doğru dürüst binemememin etkisiyle ne kadar gerilediğimi görsem de bu bir ilaçtı ve sanırım iyi geldi. En azından bundan sonra kararlarımda daha az aceleci ve acemi olduğumu düşüneceğim.

Sahilde açık havanın etkisiyle gölgeme bakıp pedal çevirişimi izlemek, önce önümü ezberleyip daha sonra güneşte gözümü kör edip en sonunda da önümü görmeden cesaret yettiği kadar[genellikle 1-2sn oluyor, ancak 15sn gibi bir süre'de kaydettim bu aksiyon için :).] bisiklet sürmek yine çok keyifliydi! Ayrıca daha önceleri dikkat etmediğim şekilde adalar manzarasına bir bayrak eklenmişti ve bu bana keyif vermişti. Bu bayrağın Heybeliada'ya dikilmiş olduğunu söylemek sanırım birçok kişi için yeterli bir açıklama olur. Ancak yanlış anlaşılma olmadan bunun fanatik bir milliyetçilik olarak yorumlanmaması gerektiğini de söyleyeyim. En son aklımda kalan ise; denizde güneşin ışınlarının yansıdığı bölgelerdeki balıkçı gemilerinin gölgeleri ve onun peşindeki ''topal martılar''* ise yine düşüncemi zevkten acıya çevirmişti...
---

Not:Parantez içinde belirttiğim gibi yazı ilk düşünceye göre aklıma gelenlerle devam ediyor... Umarım ikinciye göre olan bir yazı yazmayı beklemeden aklımdakini yaparım...

Böyle düşünmemde beni korkularımın mı yönlendirdiğini sorgulamadan duramıyorum, ancak belirtmek gerekirse; en azından ''korkmadığımı düşünüyorum'' diyebiliyorum.
Küçüklükten aklımda kalan bir söz ile durumu benzeştirmek sanırım daha faydalı olur. Bu sözü söyleyende futbol oynamak istediğim bir zamanda beni bu sözle uyarmıştı diye hatırlıyorum. Hem okul hem futbol oynamak gibi bir düşüncem olduğu bir zamanda bana ''çok uğraştırır, cok uğraşırsan bilki boş uğraşırsın!'' demişti. Aynı fazla naz aşık usandırırdaki gibi :).

Amaan ne olacak ki? Bir ay sabrederim, daha sonrasında göz görmeyince de gönül avunur diyorum. Ne kadar bu düşünce etkisinde olsam da aklıma bir yandan da bir şarkı geliyor... Şarkı sözlerine takıldığım bu dönemde bir başka şarkı ''daha da aptal'' olmama yol açıyor. Bu şarkının sözleri için bu
link'e tıklamanız yeterli...

İleride görüşmek üzere...lütfen sonucunu, neye karar verdiğini buraya da yaz!
Tunç
{inbpy}

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yayın Başlığı: Herkese Duyurun :P

Başlık yazıyla çok alakalı değil, Blogger'ın Başlık açıklama yazısıyla biraz laf ebeliği... Gelelim konuya; Bir video ve düşündürdükler...