Cuma, Haziran 22, 2007

Yolda 6?

Gerçekten hatırlamıyorum, çok uzun bir ara oldu yolda serisine birşey yazmayalı ama bu sabah birşeyler yazmalıyım dedim... Aklıma sıra sıra düşünceler geldi kiminin takısı kiminin bakışı aklıma birkaç hatırayı getirdi... Ardı ardına küçük paragraflar oluşturdum ve yazdım... Günün başında bunları yaşadım, sonunda ise ortada olanlar hüzüne boğmuştu beni, üzüntüyle yorum yapmamak için daha sonraları günün anlam ve ehemmiyetini açıklamaya çalışacağım... Ancak bir hocamın en az 10 kere tekrarladığı '' çok güzel, bugün senin için dönüm noktası! çok güzel'' dediğini belirtmeden edemeyeceğim... Acaba hoca benim için bu sözlerin ifade ettiklerini aynı anlamda düşünüyor muydu derseniz bilmiyorum demek yalan olur! ''Çanakkale çok modern, Marmaris gibi :D'' başka söze gerek kalmıyor bundan sonra :)...

Neyse biz ''Yol'' yazımıza dönelim... 3 başlıktan oluşan paragraflar bu sefer... bence hoş küçük fıkramsılar oldu...

Alışmış mı Kudurmuş mu?
Var mıdır hiç arkadaşınız? Vardır elbet, arkadaşsız hiç olmaz! Peki özel olan arkadaşlarınız var mı? Uzun süre göremeyince üzüldüğünüz, sıkıldığınız, hatta kudurduğunuz? Yok yok, yanlış değil kudurduğunuz, yanlış değil, nazik olmak için alıştınığınız mı yaz diyorsunuz? Yook yoook! Aşağıda aradığınız...

Bütün bunların yanında bazı yakınlarınızda vardır ki onlara alışırsınız! Arkadaşlarınız gibi değildirler, kudurmazsınız, mantıklı, uslu kararlar verirsiniz. Yaptıklarınız sizi yormaz, istediğinizdir, ama bazen üzer bile. Belki siz üzülmek istediğinizden belkide öyle olması gerektiğine saçma bir romantizmle inandığınızdan... Belkide üzülmesini istemediğiniz ''biri''nin farkında olmadan üzülmesine yol açarak...
Neyse işin ilginç bir diğer yanı tüm bunların yanında ufak bir süre görmekle bile yetinerek? Hani derler ya alışmış kudurmuştan beterdir diye onun gibi birşey herhalde...

Yoksa eğer alışkın olduğunuz, illaki dostlarınız vardır. Onların hepsini toplasanız ''o biri'' etmezler ne yazık ki, ama onlarda çok önemlidir. Dostunuz sizin dostluğunuzdur. Zaten ne demişler, ''dostluk kazansın!'' Yok yukarıyı söyleyen birinin sadece buna doğru demesi düşünülemez değil mi? Dostluk kazanırken kazanmaya çalışmakta önemli, son zamanlarda bunu demeye çalışıyorum ama şu ana kadar beceremedim sanırım. [Bir önceki yarım kalmış yazı da cabası... başlığa bak sen... :O]
21.06.2007-21A'Bostancı

Çiçek
İlginç bir canlı topluluğuyuz. Kendimize özgü birşeyler yaratmışız, törenler-kutlamalar, yaslar... Çok garip ''neden?''i olmayan alışkanlıklar. Gerçekten çok garip inanmıyor musunuz? o zaman buyurun buradan yakın!

Basit bir soruyla başlayalım nedir çiçek[başlık bu ya!]. Bir çiçekle veya çiçeklerle neler yaparız, neler yapmayız. Açıkçası ne yapmayızı tam bilemiyorum, bir yerden bununla ilgili bir link ya da liste bulursam buraya eklerim, söz! :). Ama ne yaptığımız sorarsanız bir sürü şey aklımıza gelir. Açılışlara çiçek göndeririz kapanışlara çiçek göndeririz. Düğüne göndeririz hatta cenazeye göndeririz. Eski bir arkadaşa çiçek göndeririz, sevgiliye çiçek göndeririz. ''Hastaya'' çiçek göndeririz. Acaba abartmıyor muyuz, yoksa çiçek zırt pırt diye tutturana bir laf mı atıyoruz, hastasın sen diye?

Eğer merak edilen bir husus ise; yok! ben daha kimseye çiçek gönderecek cesareti bulamadım, o çiçeği kafaya yemekte var sonuçta :). Ama benim içinde bulunduğum halden dolayı bir çiçeğe ihtiyacım var, hastayım galiba! :)

Manisa'da Manyetik
Üsttekiler yaıldıktan sonra otobüste aceleyle aklıma bu alttakiler geldi. Boynunda yusufcuk(kolye) olan bir genç kızımızın yazmış olduğum çiçek başlıklı kısa yazı sonrası aklıma getirdikleri burada.

Ben, ve 3 kişi daha(kim oldukları anlatılanla ilgili değil, o yüzden belirtme gereği görmüyorum.) Manisa'da araziye gitmiştik; krom arıyoruz, eğlenceli sohbet dolu, ilklerle dolu... Yola çıkmadan öncede garip hikayeler var doğrusu...

İlkler deyince nasıl ilkler bunlar denmesin, illaki ilk krom arayanlar biz değildik :), ilk bulamayanda... ancak benim için ilk hamam, ilk kelle paça çorba, ilk şarap şişesinden su içilen bir ilkler dizisiydi. Köftecide yandım(aynı köfteciye daha önce ablam ve eniştemle gitmiştim), dayandım ve ilk defa bir yabancıdan hediye(rüşvet? bir etik mesela ne hediyedir ne değildir...) olarak kestane şekeri ve kavun aldım(hediye edileni ne sandınız :D).

Arazi sırasında çekilen fotograflardan birinde bir yusufçuk bir çiçek etrafında pervane oluyordu... Pervane olmakla kalmıyor onun güzelliğine süs oluyordu. Böylece böcekli kolyelere farklı bir düşünce yüklemekle beraber, kendine böcekli kolyeleri uygun görenlerin çiçeklere özendiğini söylemekte haksızlık olmaz diyorum...

Bu arada, az önce bana bir çiçek lazım, hastayım demiştim değil mi? İçimi döktüğüm bu saatten sonra bi anlamı olabilir mi bilemiyorum ancak ilk defa okuldan dönerken değil, okula giderken yazı yazıyorum, hayırlı olsun.
21.06.2007 129L

Tunç
[Sabahın Köründe düzenleme yapamadım, zaten zor okudum afedersiniz :)]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yayın Başlığı: Herkese Duyurun :P

Başlık yazıyla çok alakalı değil, Blogger'ın Başlık açıklama yazısıyla biraz laf ebeliği... Gelelim konuya; Bir video ve düşündürdükler...